Notre Dame Katedrali – Paris Gezi Rehberi

Paris gezimizin en önemli duraklarından biri olan Notre Dame Katedrali için yola çıkıyoruz. Buraya ulaşmanın en kolay yolu hiç şüphesiz metro yolculuğu. Biz evimize en yakın duraktan metroya girip Cite durağında iniyoruz. RER ile gelecek olanlar için ise alternatif durak ismimiz Saint Michel – Notre Dame!

Cite durağında çıktıktan sonra Cite Meydanı’na çıkıyorsunuz. Hemen metro durağının yanında küçük ama sevimli bir çiçek pazarı yer alıyor. Karşınızda ihtişamlı bir Adalet Sarayı ve yine aynı görkemde bir polis binası yer alıyor. Buradan Notre Dame tabelalarını takip ederek 2 dakika yürüme mesafesi ile katedral bölgesine ulaşıyoruz. 1163 yılında inşa edilmeye başlayan bu ihtişamlı yapıyı görür görmez detayları algılamakta zorluk çekebilirsiniz. Geniş bir meydana bakan katedral sizi, büyüleyici üç giriş takı / kapısı ile karşılıyor.

Kapılara doğru büyülenmiş bir şekilde yaklaşıyoruz. İhtişamlı kapılar aslında İncil’de yer alan hikayeleri betimliyor. Soldaki kapı Kutsal Bakire, ortadaki kapı Kıyamet Günü ve sağdaki kapı ise Azize Anne’yi betimliyor. Bu hikayelerin buraya betimlenmesindeki temel sebebin ise okuma yazma bilmeyen dönem halkına, İncil’i daha iyi aktarabilmek olduğunu öğreniyoruz. Eğer bizim gibi serbest gezgin olarak gidiyorsanız, bu tip yerlerde bulacağınız bir tur grubunun lideri bnu hikayeleri güzel aktarıyor olacaktır 🙂

Kafanızı biraz daha yukarıya kaldırdığınızda Notre Dame Katedrali‘ne ait 24 adet küçük heykel görüyorsunuz. Bu heykeller Krallar Galerisi olarak nitelendirilen ve İsrail’in krallarının betimlendiği alanı temsil ediyor! Notre Dame Katedrali’ni detaylı inceledikçe mükemmel figürler keşfediyorsunuz. Ayrıca unutmayın ki burası ilk Gotik katedral olma özelliğini de taşıyor!

Gittiğimiz gün tur gruplarının ilgisi ve aşırı sıcaktan dolayı içerik girmekten vazgeçip, Sein Nehri’nin yanından katedralin diğer bölümlerini keşfe çıkıyoruz. Katedralin etrafında yaratık – küçük ejderhalar şeklinde heykeller dikkatinizi çekiyor olacak. Şeytanı anımsatan bu heykellere çörten veya gargoyl ismi veriliyormuş. Aslında mimari açıdan bakıldığında saçaklarda biriken suyun boşaltılmasına yarayan oluk, mimari malzeme olarak betimleniyor. Bazı yapılarda bir hayvan veya mitolojik bir yaratık heykelinin ağzında buluyormuş. Örneğin Roma mimarisinde aslan başları en çok tercih edilen çörten iken, orta çağlarda daha çok gargoyle kullanılırmış.

Biz kendimizi katedralden sonra Sein Nehri’nin büyüsüne kaptırıyoruz… Güzel esen rüzgar, mükemmel çiçek kokuları eşliğinde bir sonraki hedefimiz, ileride yer alan ve aşkınızı kilitleyebileceğiniz Pont de l’Archevêché -Aşıklar Köprüsü- ve sonrada Shakespeare Kitapevi ‘ni ziyaret etmek.

Notre Dame Katedrali ile son eklemek istediğimiz şey ise, yaklaşık 50dk süren ve Emanuel Çan Turu olarak bilinen tura katılarak, katedralin 357 merdiven yukarısındaki tepesinden izleyebileceğiniz enfes Paris manzarası.

Merak edenler için Katedral’a giriş ücreti bulunmuyor. Kule turu 8,5€ fakat Paris Pass kartınız var ise ücretsiz. Ayrıca gitmeden önce http://www.notredamedeparis.fr/ ziyaret ederek ücretsiz İngilizce turlar hakkında bilgi alabilirsiniz.