0
0
Aslında Midilli (Lesbos) Adası turu için hazırladığım bu kısa notlarda, hızlı bir ada gezisinin derlenmiş halini bulabilirsiniz.
Vizesiz Yunan Adaları turumuzun bir sonraki durağı olan Midilli (Lesbos) Adası, Santorini’den sonra çok dinlendirici bir lokasyon oluyor. Aslında yıllardır Midilli’ye gitme hevesimiz, Santorini sonrasına kalınca bünyede bir durağanlık yaratıyor!
Midilli limanına cruise ile yanaştığımızda tek istediğimizin deniz ve biraz internet olduğunu fark ediyoruz! Yıllardır Dikili ve Ayvalık sahillerinden bakıştığımız Midilli, hiç bu kadar bizden görünmemişti!
Hatırlatmakta fayda var ki Ayvalık’tan Jale Tur ile buraya gidiş dönüş 30€. 1,5 saat Dentur motorları gibi bir tekne ile yolculuktan sonra buradasınız. Midilli‘de indiğiniz limanda dürüst olmak gidilecek pek yer yok. Midilli ile ilgili bizim edinme fırsatı bulamadığımız bilgiye Lesbos Turist Rehberi sitesinden ulaşabilirsiniz.
Fakat gördüklerimizden bahsetmek gerekirse, adada araba kiralamak hem çok mantıklı hem de ucuz sayılabilir -38€- . Ama genel olarak adadaki Petra yazın tatil amaçlı gidebileceğiniz, taşsız denizi olan sevimli güzel bir köy.
Adanın en turistik yeri olan Molivos‘ta ahşap kullanımı zorunlu olduğundan birbirinden güzel evler ve bu evleri süsyelen objeler görebilirsiniz. Skala Skamnia adanın en güzel balık ve ahtapotunu bulabileceğiniz küçük köyü olarak biliniyor. Midilli merkez ise –Mytilini– buranın yaşam merkezi olarak geçiyor. İşte biz cruise’dan indiğimizde sadece bu bölgede vakit geçirmekle yetindik.
Gemiden indiğimizde bir sakinlik bir huzur arayışımız olduğu için önce plaja gitmeye karar verdik. Terminalden çıkıp adanın sağ tarafına doğru yürümeye başladık. Yaklaşık 10’dk’lık bir yürüyüşten sonra Mykonos ve Santorini‘den sonra biraz hafif gelse de kendimiz plaja attık. Girişi kişi başı 2€ olan plajda aradığımız huzuru bulduk.Hem de deniz gerçekten güzel!
Bu huzurlu saatlere gemimizin adadan ayrılış saati sebebiyle son vererek, bir şeyler atıştırmak için şehir merkezine iniyoruz. Ama beklenti olarak şunu paylaşmadan geçmeyelim servis buralarda çok yavaş!
Sevimli binalar, yerel pastaneler, küçük butikler ve güler yüzlü insanlar sizleri bekliyor. Fakat ek bilgi verelim merkezdeki oteller temizlik ve kalite yönünden konaklamak için pek tavsiye edilmiyor. Sokak aralarından gelen kokuları takip ettiğimizde, poğaça denilen elmalı çörekleri keşfediyoruz.
Burada yaz – kış bütün ürünlerde doğal koyun sütü kullanılıyor. Bu yüzden mola vermek için oturduğumuz ve içtiğimiz de buzlu kahvenin tadını unutamıyoruz. Bu arada latte – su – küçük kurabiye gibi bir küçük menüye 3€ ödüyoruz, ucuz mu ne? Bu arada her kafe ve restoranda wifi yok, oturmadan önce mutlaka sorup soruşturun.
Buranın en ünlü caddesi olan Ermou Caddesi‘nde alışveriş yapıp, Midilli merkezinin en çarpıcı yapısı Agios Therapon kilisesini ziyaret ediyoruz. Kubbesi hemen dikkat çeken bu kilisede fotoğraf çekerken dikkat edin, zira papaz gelip kızabiliyor! Caddeyi düz takip ettiğinizde sol tarafta bir uzo fabrikası keşfedeceksiniz. Ada tam bir uzo cenneti! Kaz Dağları’nda gelen suyla birlikte üretilen uzolara 1 -5€ arasında fabrikadan halka şeklinde doğrudan şişelerce alabilirsiniz!
Uzo fabrikasının yakınlarından yıkık dökük bina içerisinde Türk cami ve hamamını göreceksiniz. Biraz iç burkucu ama olsun…
Bizler yorgun anlarımızda adayı turlasak da belli ki, ada gerçekten çok keyifli. Sokaklarda gezerken çok güzel street art’lar görebilirsiniz. Saat 13.00 – 18.00 arası siesta saati, aman dikkat! Adaya geldiğinizde uzo almayı, deniz ürünleri yemeyi, süt ile yapılmış herhangi bir tatlının tadına bakmayı ve kireçte yapılan özel reçellerinden almayı unutmayın!
